Kapının önünde terlikler. İçeride kaynayan çaydanlığın sesi. Bir yanda TikTok’ta dans eden yeğen, öte yanda Instagram’da “story” açan halanın “sesim geliyor mu” telaşı. Türkiye’de fenomen olmak dediğin, biraz evdeki bu sahnelerin içinden yürüyüp gitmek gibi. Hem bizim mahallenin samimiyetini taşıyacaksın hem de milyonlarca kişiye aynı anda “merhaba” diyebileceksin. Bir gün Gaziantep’te baklavayı nasıl krokanla evlendirdiğini anlatırsın, ertesi gün Karaman’da sobanın üstünde kızaran ekmekle çocukluğunu… Bazen içinden geçenleri söylemenin, bazen de hiç söylememenin ince ayarı. İnce ayarı tutturabilen kazanıyor. Tutamayan, “algoritma” diye bir görünmez muhtara kızıp duruyor.
Bugün seninle Türkiye’de fenomen olmanın seyrini, kokusunu, gölgesini konuşacağız. İroniyi eksik etmeyelim, çünkü bu memlekette herkesin hikayesinde biraz komedi, biraz dram var. Ama ayaklarımız hep zeminde olsun. Sokağın ritmini, hukukun çizgisini, vergisinin hesabını, etik olanın sınırını bilmeden atılan her adım, bir gün geri döner ve kapının ziline basar. Çalınan o zili duyup duymamak, işin profesyonelliğidir.
1. “Fenomen” kimdir bizde
Bizde fenomen dediğin, mahallenin sevdiği, dilinin doğruluğuna inandığı, görür görmez “bu benim dert ortağım” dediği kişidir. Lüks arabadan önce güvene bakarız. Kıyafetten önce gözle kurulan ilişkiyi test ederiz. “Samimi mi, yoksa satır arasında bir oyun mu var” diye bakarız. Türkiye’de fenomen olmak, bir yandan mizahla hayatta kalmayı, bir yandan da değdiğin her konuyu insanca anlatmayı gerektirir. Sadece parıltı değil, gündelik yorgunluklara deva olacak bir dil ister.
Bu yüzden ilk kural, izleyiciyi dinlemektir. İzleyici, ekranın öbür ucunda pasif bir kalabalık değildir. “Ben de oradaydım” diyen koca bir yaşam akışı. Seninle konuşmak ister, tepki verir, kızar, güler, affeder, bazen de arkasını dönüp gider. Onu duymayan fenomen, aslında kendi sesine âşık bir monoloğa sıkışmış demektir.
2. Niş işin çekirdeği
Türkiye’de geniş kitleler var. Ama geniş kitleler, nişlerin toplamından doğar. “Herkese her konuda hitap edeyim” diyen, kimseye derinlemesine değemez. O yüzden önce şunu sor: Benim nişim ne? Anadolu’da ev ekonomisi mi? Küçük işletme pazarlama tüyoları mı? Ucuz ama iyi yemek rotaları mı? KPSS, YKS, memuriyet, taşra hayatı, kiralar, aidatlar, yazın sıcağı, kışın doğalgaz faturası… Hepsi birer evren. En iyi bildiğin yerden, en çok yandığın yerden başla. Yandığın yerin ışığı başkalarına yol olur.
Niş belirlemek, içerik çıkarmayı kolaylaştırır. Örneğin “Anadolu’da küçük işletme sahiplerine sosyal medya ipuçları” dersen, haftanın planı bir anda netleşir: Pazartesi ürün fotoğrafı için kolay set kurma, salı ücretsiz stok görsel kaynakları, çarşamba Instagram Reels metin şablonları, perşembe hikayede satışa götüren soru kalıpları, cuma müşteri itirazlarına cevap verme dilleri… Böylece her gün “bugün ne çeksem” paniğiyle değil, “bugün listemde ne var” netliğiyle çalışırsın.
3. Algoritma dedikleri görünmez muhtar
Algoritma, kimseyle düşman değil. Sadece bir şeye bakıyor: İzleyicinin memnuniyetine. Bu memnuniyet ölçülür, tartılır, puanlanır. İlk 3 saniyenin cazibesi, ilk 30 saniyenin sürükleyiciliği, tamamlanma oranı, geri dönüşler, kaydetmeler, paylaşımlar, yorumların sıcaklığı… Muhtara “selam” demek istersen, ilk 3 saniyeni kusursuz yap. Girişin net, vaadin açık, görüntün temiz, sesin anlaşılır olsun. Sonunda çağrın yalın olsun: “Bunu kaydet, sonra bak. Şuna da göz at. Senin şehirde durum nasıl, yaz bana.”
Unutma, algoritma konsere geç kalanları sevmez. Düzenli yayın kaldıraçtır. Haftada 3 gün bile olsa, aynı gün ve saatlerde içerik gelirse, izleyici alışkanlık geliştirir. Alışkanlık, sadakatin tohumudur.
4. Estetik ve üretim pratikleri
Telefonun kamerası, iyi ışıkta çoğu “profesyonel” makineyi utandırır. Işığı cömert kullan. Pencere ışığı candır. Mikrofonu hafife alma. Ses, videonun yarısıdır. Kadrajı basit tut. Gereksiz hareketler, hikayeden çalar. Metni önce yaz. Başa vurucu bir cümle koy. Anadolu’nun ritmini unutma: kısa, doğrudan, sıcacık. Yüksek prodüksiyon değil, yüksek içtenlik kazandırır. Ama işbirliği gelince, ses-görüntü kaliteni bir tık yükselt. Müşterine saygı, izleyicine saygının uzantısıdır.
5. Güven ekonomisi ve etik duruş
Türkiye’de fenomen olmanın para birimi güvendir. Güvenin cebi yoktur, ama her şey ondan geçer. Yalan vaat, abartı, rakam oyunları kısa vadede izleyici toplar gibi görünür, uzun vadede güveni çürütür. “Ben de aldım, siz de alın” derken, gerçekten kullandığın şeyi anlat. Deneyimini saklama. Memnun kalmadığın noktayı söylemekten çekinme. Markalar dürüst fenomenle uzun çalışır. İzleyici dürüst fenomene uzun kalp verir.
Bir de işin hukuki yanı var. Türkiye’de sosyal medya işbirliklerinde reklam olduğu açıkça belirtilmeli. Video başlığında, açıklamada ve görselde anlaşılır ibareler kullanmak esastır. #reklam, #işbirliği, #sponsorlu gibi etiketler, kılavuzun önerdiği şeffaflık araçlarıdır. Uyarılar sadece görünmek için değil, anlaşılır olmak içindir. Örtülü reklam, izleyicinin kararını yanıltır ve yaptırıma konu olabilir. Ticaret Bakanlığı’nın “Sosyal Medya Etkileyicileri Tarafından Yapılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Hakkında Kılavuz”u bu ilkeleri açıklar ve Reklam Kurulu kararları da uygulamayı yönlendirir. (1, 2, 3, 4)
6. Çekiliş sevdası, izin ve mahremiyet
“3 arkadaşını etiketle, bir kişiye blender hediye” cümlesi, memleket sosyal medyasının türküleri arasına girdi. Ama her türkü, sahneye çıkmadan önce notaya bakar. Çekiliş ve promosyon işlerinde, Karşılığı Nakit Olmayan Piyangolar ve Çekilişler Hakkında Yönetmelik kapsamındaki izin süreçlerini bilmek gerekir. Çoğu kampanyada yetkili kurumdan izin alınması ve şartnamenin açıkça duyurulması beklenir. KVKK tarafında da, katılımcı verilerinin hangi amaçla alındığı, nasıl saklandığı, ne zaman silineceği şeffaf biçimde aydınlatılmalıdır. İzin ve aydınlatma eksikliği, sonradan can sıkıcı yaptırımlara kapı aralar. (5, 6, 7)
7. Vergi gerçeği, hesabı kitabı
Gelelim herkesin çekindiği, ama yolun başında bilinse çok şeyin kolaylaştığı mevzuya. Sosyal içerik üreticileri için Türkiye’de yıllardır uygulanan önemli bir kolaylık var: Kazançların bankada açılan özel hesaba yatırılması halinde, banka aktarım sırasında yüzde 15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapar. Bu kesinti çoğu durumda nihai vergi yerine geçer. Ancak belirli bir tutarı aşan kazançlarda yıllık beyanname zorunluluğu doğar. 2024 takvim yılı için bu eşik gelir vergisi tarifesinin dördüncü dilimi olan 3.000.000 TL, 2025 yılı için 4.300.000 TL olarak belirlenmiştir. Uygulamanın ayrıntıları, Gelir İdaresi’nin duyuruları ve meslek kuruluşlarının sirkülerlerinde düzenli güncellenir. Kazançların hesabına yatırıldığı gün, bankanın stopajı yaptığını ve yıl içinde kesilen vergilerin beyannamede mahsup edilebildiğini de not et. Kısacası, sistem “kazanırken vergini de düzenli öde” mantığıyla işler. (8, 9, 10)
Bu noktada bir uyarı: Faturalandırma kültürü edin. Markaya iş yaptıysan, sözleşme ve fatura düzenini unutma. Ajansla çalışıyorsan, stopaj ve KDV sorumluluklarını netleştir. Yıl sonunda “sürpriz vergi” diye bir kavram olmasın. Sürprizler içerikte güzeldir, muhasebede değil.
8. Ajanslar, markalar ve “brieften briefe” yaşayanlar
Ajanslar, markaların diliyle konuşan tercümanlardır. İşbirliği teklifleri geldiğinde, önce markanın hedefini, süreyi, içerik sayısını, kullanılacak platformları, revizyon hakkını, ödeme takvimini, kullanım süresi ve alanlarını yazılı alın. “Sonsuza dek her yerde kullanırız” maddesi, gelecekteki işlerini gölgelemesin. Fiyatını belirlerken, sadece çekim değil, fikir, kurgu, topluluk yönetimi, telif ve kullanım haklarını da kapsa.
Brief alırken altı net soru sor: Bu içerik neyi başarmalı, kime seslenmeli, hangi tonla konuşmalı, hangi itirazı yanıtlamalı, nerede yayınlanmalı, başarı nasıl ölçülmeli. Türkiye’de satışa götüren içeriklerin ortak özelliği, itiraz kıran cümlelere sahip olmasıdır. “Pahalı mı” itirazını karşılayan bir karşılaştırma, “bana göre değil” itirazını kıran bir örnek, “zamanım yok” itirazını çözen bir kullanım senaryosu… Bunlar olmadan sadece güzel görüntü olur, etkisi sınırlı kalır.
9. Kriz yönetimi, yorum fırtınası ve dilin inceliği
Bir gün mutlaka rüzgar terse döner. Bir ifade yanlış anlaşılır, bir ürün sorun çıkar, bir cümle bağlamından kopar. Böyle anlarda “görmedim, duymadım, bilmiyorum” tavrı, ateşi büyütür. En doğrusu, hızlı ve açık bir açıklamadır. “Şöyle düşündüm, böyle söylendi, şunu düzeltmek istiyorum.” Hata varsa, özür cümlesi kısa ve net olmalı. Özrün ayaklarına dolanan süslü kelimeler, samimiyeti gölgeler. Yorum fırtınasında sessiz kalmak yerine, sakin ve ölçülü birkaç sabitleme mesajı, topluluğun tansiyonunu düşürür. İzleyici hatadan değil, hileden korkar. Hata insani, hile stratejiktir. Biz insani olanı sahiplenir, stratejik olanı reddederiz.
10. Anadolu nabzı, sahici hikaye
Anadolu, her ilinde ayrı bir deyim, ayrı bir sofradır. İçerik üretirken bu sofraya misafir gibi gir. Nasıl ki misafir, ev sahibinin adabına dikkat eder, sen de şehrin, mahallenin, kültürün hassasiyetlerine dikkat et. Şivelerle dalga geçmek yerine, şivenin sıcaklığını duyan bir dil kur. İnsanların gündelik derdine omuz ver. Faturası kabarık olanın sabrını, yol çilesi çekenin yorgunluğunu, düğün telaşı yaşayanın sevinçli telaşını anla. “Ben de sizin gibiyim” demek değil mesele. “Sizi görüyorum” diyebilmektir mesele.
11. Gelir çeşitleri ve sürdürülebilirlik
Fenomen gelirleri tek kanala bağlanırsa kırılgandır. Çeşitlendir: İşbirliği, bağlı kuruluş bağlantıları, dijital ürünler, eğitimler, canlı yayın destekleri, ücretli topluluklar, marka danışmanlığı, küçük işletmelere sosyal medya paketleri… Her biri aynı anda yürümeyebilir, ama yıl geneline yaydığında dalgalanan aylarda nefes aldırır. Dijital ürünler Türkiye’de zor satılır denir. Doğrudur, ama zor olan imkansız değildir. Kısa ama iş gören şablonlar, belgelendirilmiş reçeteler, yerel işletmelere yönelik hızlı planlar… Fiyatı erişilebilir, değeri somut olduğunda, “verdiğim paranın karşılığını aldım” hissi yayılır.
12. İçerik fabrikası kurmak değil, içerik atölyesi olmak
Fabrika hızında içerik, bir süre sonra ruhu yorar. Atölye mantığı kur: Küçük, temiz, tutarlı. Haftalık üç ana içerik, her ana içeriği besleyen iki kısa parça, onu taşıran bir hikaye serisi. Yani bir konu, beş şey. Konu, derinleşir. Sen, yorulmazsın. İzleyici, takip eder. Takvimi cam gibi yap: Pazartesi pratik bilgi, çarşamba vaka, cuma duygusal anlatı. Aralara şehre dair sahneler serpiştir: bakkalın selamı, minibüsün gürültüsü, akşamüstü ışığı. Türkiye’de fenomen olmak, ülkenin ışığını göstermekle kardeştir.
13. “Bir günde büyüdüm” illüzyonu ve küçük adımlar
Bir video patlar, evet. Ama patlayanın çoğu, patlamadan önce pişmiştir. Yüzlerce deneme, onlarca başarısız açılış, birkaç yanlış başlık, binlerce yoruma verilen cevabın sabrı… “Bir günde büyüdüm” masalını dinleme. Küçük ama doğru adımlar, birikir. Yorgun günlerde tek görevi küçült: Sadece başlık yaz. Sadece üç fikir not al. Sadece 15 saniyelik giriş kaydet. Ertesi gün üzerine bir şey daha koyarsın. Koydukça büyür.
14. Etik etiketler, şeffaflık ve yaptırım gerçekliği
Bir işbirliği yaptığında, “reklam” olduğunu anlaşılır biçimde söylersen izleyici kızmaz. Aksine, dürüstlüğe saygı duyar. Aksi halde örtülü reklam sayılır ve Reklam Kurulu kararlarına konu olabilir. Son yıllarda hem kılavuzlar hem de basın bültenleri bu konudaki örnekleri çoğalttı. Etiketleri görünür koy, videonun başında sözle ifade et, açıklamaya tekrar yaz. “Ben saklamıyorum” duygusu, uzun ömür getirir. (11, 12)
15. 90 günlük yol haritası
Gün 1–7: Temel kurulum
Profil temizliği, biyo satırı, profil fotoğrafı, sabit öne çıkanlar. Niş cümlesi: “Anadolu’daki küçük işletmelere sosyal medya ve satış tüyoları.” İçerik sütunlarını seç: ürün fotoğrafı, satış yazısı, hikaye dili, fiyat itirazları, müşteri itirazları, yerel reklam.
Gün 8–14: İlk seri
“7 günde satışa hazırlık” mini maratonu. Her gün 60 saniyelik Reels. Başlıklar kısa, vaat net. Hikayelerde soru-cevap.
Gün 15–21: Topluluk
DM’lere şablon yanıtlar, sabitlenen 5 soru, haftalık canlı yayın. Canlı yayın 20 dakika. Konu: “Pazarlama bütçesi yoksa ne yapmalı.”
Gün 22–30: İşbirliğine hazırlık
Media kit. Kitle demografisi, en iyi iki içeriğin istatistiği, örnek senaryo, fiyat aralığı. E-posta şablonları. Ajans ve markalara ulaşım.
Gün 31–45: Derinlik
Vaka anlatıları. “Gaziantep’te lokumcunun Instagram dönüşümü”, “Karaman’da terzinin Reels ile randevu sistemi”. Öncesi-sonrası.
Gün 46–60: Ürünleştirme
PDF şablonlar, reels metin paketleri, “hikayede satış” 15 cümlelik kütük. Uygun fiyat, net değer.
Gün 61–75: Bölgesel yayılım
Şehir bazlı mini seriler. “Haftanın esnaf hikayesi.” Mikro influencerlarla çapraz işbirliği.
Gün 76–90: Denge ve büyüme
Bir markayla etik ve şeffaf ilk işbirliği. Etiketler görünür. Kullanım hikayesi gerçek. Sonunda “memnun kalmadığım kısım” dürüstçe söylenir. Son hafta, topluluk mensuplarından geri bildirim anketi.
16. Kontrol listesi
-
Nişim tek cümlede net mi
-
Haftalık üç ana içerik planım hazır mı
-
Işık, ses, kadraj basit ve temiz mi
-
Etiket ve açıklamalar anlaşılır mı
-
Yorumlara ilk saat hızlı geri dönüş yapıyor muyum
-
İşbirliklerinde sözleşme, fatura ve kullanım hakkı açık mı
-
Vergi ve beyan süreçlerimin takvimi belli mi
-
Çekiliş yapıyorsam izin ve aydınlatma yükümlülüklerini karşılıyor muyum
-
Kriz olduğunda 3 maddelik eylem planım hazır mı
-
Topluluğuma her hafta gerçek bir fayda veriyor muyum
17. Para konuşalım, utangaç olmayalım
Fiyat belirlemek, Anadolu’da düğün pazarlığından bile zor olabilir. Formül basit ama gerçekçi olsun: Fiyat = Hazırlık süresi + üretim süresi + kurgulama + revizyon + ortak kullanım hakları + topluluk erişimi. Bir “reels + hikaye serisi” için 8–12 saatlik gerçek mesain varsa, bunu görünmez kılma. Ajansa ve markaya, işin arkasındaki emeği göster. Pazarlık olur, ama kendini eksiltme. Her indirim bir şarta bağlı olsun: ikinci içerik, daha uzun kullanım, çapraz platform, ödeme planı.
18. Eleştiriyi güleç karşılamak
Eleştiri Türkiye’de sıcak gelir. “Bence olmamış” diyen çok olur. Dinle. Haklıysa düzelt. Haksızsa teşekkür et, geç. İroniyle iade-i ziyaret etmek cazip gelebilir ama çoğu zaman alevi büyütür. Mizahı yukarıdan değil, kendinle kullan. “Ben de bazen saçmalıyorum” cümlesi, izleyiciye insan olduğumuzu hatırlatır. İnsan, insana yaklaşır.
19. Hukuk, vergi ve etik üçlüsü: Kısa notlar
-
İşbirliklerinde reklam olduğunu açık ve anlaşılır biçimde belirt. #reklam, #işbirliği, #sponsorlu etiketleri görünür olsun. Reklam Kurulu ve kılavuzlar buna özel vurgu yapar. (13, 14)
-
Çekiliş ve promosyonlarda izin süreçlerini, şartnameyi ve KVKK aydınlatmasını tamamla. Milli Piyango ve KVKK mevzuatı yol gösterir. (15, 16, 17)
-
Banka üzerinden yatırılan kazançlarda yüzde 15 tevkifat vardır. Belirlenen eşiği aşarsan beyanname verilir. 2024 için 3.000.000 TL, 2025 için 4.300.000 TL eşik olarak dikkate alınmıştır. Ayrıntılar için güncel sirküler ve rehberleri kontrol et. (18, 19)
20. Son söz yerine küçük bir sahne
Akşamüstü güneşi, apartmanın duvarında geziniyor. Annenden “çay koyayım mı” sesi geliyor. Sen masada, bir sonraki videonun giriş cümlesini yazıyorsun. “Bugün, küçük bir dükkandan büyük bir hikaye anlatacağım.” O hikaye belki bir bakkalın raf düzeni, belki bir terzinin müşteri defteri, belki de senin ilk başarısız reels’in. Hangisi olursa olsun, gerçek. İşte bu gerçeklik, Türkiye’de fenomen olmanın ayak sesi. Çok parlak bir sahne yok belki, ama çok sahici bir seyir var. Bu ülkenin kalabalık caddeleri, sessiz sokakları, sabırlı insanları, her içeriğin fon müziği. Onlara bakarak, onlarla konuşarak, onlardan öğrenerek… Bir gün dönüp bakacaksın, “meğer ben fenomen değilmişim, komşunun hikayesini anlatanmışım” diyeceksin. En güzel fenomenlik, işte o zaman başlar.
Yolun açık, dilin sıcak, gönlün cömert olsun. Işığın bol, etiketin görünür, muhaseben düzenli, gönül kıvılcımın daim olsun. Türkiye’de fenomen olmak, nihayetinde insan kalma sanatıdır.